Heva Kapısı: Toplumsal Normlar ve Cinsiyet Rolleri Üzerine Sosyolojik Bir Bakış Toplumsal yapılar, bireylerin yaşamlarını şekillendirirken, aynı zamanda onlara biçim veren bir dizi norm ve değerler sistemine dayanır. Bir sosyolog olarak, toplumsal yapılar ile bireyler arasındaki etkileşimi anlamak, bazen görünmeyen ipliklerin gerilmesiyle ortaya çıkan derin anlamları keşfetmek gibidir. Bu yazıda, “Heva Kapısı” kavramını bir sosyal fenomen olarak ele alacak, toplumsal normlar, cinsiyet rolleri ve kültürel pratikler üzerinden toplumsal yapıyı irdeleyeceğiz. Heva Kapısı, aslında sadece bir kavram değil, kadınların ve erkeklerin toplumsal rollerinin nasıl birbirinden farklı şekilde şekillendiğini anlamamıza yardımcı olan bir kapıdır. Heva Kapısı Nedir? “Heva Kapısı”, geleneksel toplumlarda genellikle…
Yorum BırakYazar: admin
Geçmişin İzinde: “Hesapsız Meyhane” Kimin? Bir tarihçi olarak geçmişi anlamaya çalışmak, yalnızca eski olayları sıralamak değildir; aynı zamanda bugünün dünyasını şekillendiren izleri, dönüm noktalarını ve sessiz dönüşümleri keşfetmektir. “Hesapsız Meyhane” sorusu, bu anlamda yalnızca bir mülkiyet meselesi değildir. O, bir dönemin ruhunu, değişen değerleri ve toplumun içindeki dönüşüm sancılarını da yansıtır. Tarih boyunca meyhaneler, sadece içki içilen yerler değil, fikirlerin mayalandığı, kimliklerin sorgulandığı ve sınıfların birbirine dokunduğu sosyal alanlar olmuştur. Meyhane Kültürünün Kökenleri Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan çizgide meyhane kültürü, toplumun aynası olmuştur. 16. yüzyılda Galata ve Balat sokaklarında kurulan ilk meyhaneler, imparatorluk başkentinin çok kültürlü yapısının da bir yansımasıydı. Burada…
Yorum Bırak“‘Osmanlıda kam ne demek?’ sorusunun etrafında dolaşmayı bırakalım: Bugün sosyal medyada paylaşılan nostaljik görsellerin çoğu, Osmanlıca metinlerdeki kâm ile Orta Asya’daki kam (şaman) kavramını birbirine karıştırıyor. Bu karışıklık masum bir yazım hatası değil; tarih bilgisini ticarileştiren, mitik bir ‘öz’e kaçış arzusu. Gelin, bu sis perdesini kaldıralım ve tartışmayı büyütelim.” Osmanlı yazı dilinde “kam” çoğunlukla kâm (â uzun) biçimiyle “arzu, murat, haz, tatmin” anlamına gelir; “kâm almak”, “kâmdan mahrum” gibi kalıplarla yaşar. Orta Asya’daki kam ise “şaman”dır. Osmanlı bağlamında şamanik “kam” gündelik ve kurumsal sözlüklere hâkim bir anlam değildir. Ayrıca “kamu”nun kökü farklı bir tarihsel kanaldan Türkiye Türkçesine yerleşmiştir. Kısacası, tek…
Yorum BırakGürün En Soğuk Kaç Derece? Sıcaklıkların Ardındaki Siyasi İklim Bir Siyaset Bilimcisinin Düşüncesi: Soğuk, İktidar ve Toplumsal Düzen Soğuk hava, yalnızca doğanın bir yansıması değildir; kimi zaman toplumun yapısal donukluğunu, iktidarın katılığını ve bireyin direnç kapasitesini de anlatır. Gürün’ün dondurucu kışları, -25 °C’yi bulan sıcaklıklarıyla bilinir. Ancak bu “soğukluk” yalnızca meteorolojik bir olgu değildir. Bir siyaset bilimcinin gözünde, bu donmuş iklimin ardında iktidarın ideolojik soğuğu, kurumların mesafesi ve vatandaşın sessizliği yatar. Gürün’ün sert doğası, aslında Türkiye’nin taşra coğrafyasında devlet ile vatandaş arasındaki ilişkinin sembolik bir yansımasıdır. Devletin sıcak eli uzanmadığında, yalnızca termometre değil, toplumsal dayanışma da donmaya başlar. Soğuk Bir…
Yorum BırakKıyakçı Nedir, Kime Denir? – İyilikle Çıkarın Arasında İnce Bir Çizgi “Kıyakçı” kelimesi kulağa dostça gelir ama içinde hem samimiyetin hem de çıkarın gizli bir pazarlığı vardır. Bu yazıda, kıyakçılığı sadece bir davranış biçimi olarak değil, kültürel bir refleks olarak ele alıyoruz. Bazı insanlar vardır; işin ucundan tutar, kolaylık sağlar, “hallederiz” der ve gerçekten de halleder. Kimileri için bu bir iyilik, kimileri için ise sistemin içinde dönüp duran bir çıkar döngüsüdür. İşte tam bu noktada “kıyakçı” devreye girer. Kıyakçılık, hem mahalle dayanışmasının hem de gizli çıkar ilişkilerinin aynası gibidir. Peki, gerçekten kıyakçı olmak ne demektir? Kıyakçılık evrensel mi, yoksa sadece…
Yorum BırakFerman Okumak Ne Demek? Tarihin Sesinden Günümüze Bir Emir Geçmişi anlamak, yalnızca eski metinleri okumak değildir; kelimelerin, seslerin ve simgelerin ardındaki gücü çözümlemektir. Bir tarihçi olarak, her kelimenin arkasında bir iktidar gölgesi, bir toplumsal dönüşüm izi görürüm. “Ferman okumak” ifadesi de bu açıdan hem tarihsel hem de kültürel bir derinliğe sahiptir. Osmanlı’nın ihtişamlı günlerinden bugünün günlük diline uzanan bu kavram, sadece bir “emir vermek” değil, aynı zamanda bir düzenin, bir otoritenin ve bir çağın ruhunu temsil eder. Fermanın Doğuşu: Kelimede Saklı Otorite “Ferman” kelimesi Farsça “farmân” sözcüğünden gelir ve “emir, buyruk, hüküm” anlamına gelir. Osmanlı Devleti’nde sultanların ağzından çıkan her…
Yorum BırakDansimetre Ne Demek? Edebiyatın Gücüyle Bir Anlatı Çözümlemesi Edebiyatçılar, kelimelerle dünyaları inşa eden ve insan ruhunun derinliklerine inmeye çalışan birer yolcudur. Her kelime, bazen bir fırtınanın ardındaki sessizliği, bazen de bir okyanusun derinliklerindeki sırrı taşır. Anlatılar, sadece birer hikâye değildir; aynı zamanda gerçekliği, duyguları ve anlamları şekillendiren birer güç kaynağıdır. İşte tam da bu noktada, kelimelerin anlamları da her geçen gün evrilir. Bugün, pek çok kişi için gizemli bir kavram olan “dansimetre”yi edebi bir bakış açısıyla ele almanın zamanıdır. Dansimetre, tam anlamıyla neyi ölçer? Çoğumuz bu kelimeyi ilk duyduğumuzda, belki de bir bilimsel araç veya mekanik bir cihaz olarak algılıyoruz.…
Yorum BırakBaşarı İçin Hangi Taş? Gücün, İktidarın ve Vatandaşlığın Siyasal Anatomisi Bir siyaset bilimci için başarı, çoğu zaman kişisel bir zafer değil; toplumsal düzenin, iktidar ağlarının ve kurumsal dengelerin nasıl işlediğini anlamakla ilgilidir. Çünkü başarı, yalnızca bireysel bir hedefin değil, aynı zamanda bir toplumun güç ilişkilerinin ürünüdür. Peki, başarıya giden yolda hangi “taş” daha önemlidir? Güç mü, ideoloji mi, yoksa vatandaşın katılımı mı? Güç İlişkilerinin Taşı: İktidarın İnşası Siyaset bilimi, güç kavramını yalnızca bir yönetim aracından ibaret görmez. Güç, toplumsal yaşamın her hücresine sızan görünmez bir ağdır. İktidar bu ağın merkezinde durur; kimlerin konuşabileceğini, kimlerin susacağını, kimlerin kazanacağını belirler. Gücün bu…
Yorum BırakKAP Nedir Ne İşe Yarar? Şeffaflık Vaadi ile Gerçek Dünya Arasındaki Çatlak Kusura bakmayın ama şunu en baştan söyleyeceğim: KAP (Kamuyu Aydınlatma Platformu) kâğıt üzerinde müthiş bir “eşit bilgi” makinesi; pratikte ise çoğu bireysel yatırımcı için karmaşık, teknik ve bazen gecikmeli bir gürültü denizi. Yine de onsuz bir piyasa hayal etmek de zor. Bu yazıda, KAP’ın ne olduğunu ve ne işe yaradığını anlatmakla kalmayıp, güçlü ve zayıf yönlerini cesurca masaya yatıracağım. Tartışalım, didişelim—ama önce gerçeği birlikte netleştirelim. KAP nedir? (Kısa tanım, net çerçeve) KAP, Türkiye’de halka açık şirketlerin ve sermaye piyasası kurumlarının zorunlu bildirimlerini elektronik imzayla kamuya duyurduğu resmi sistemdir.…
Yorum BırakKantar Nedir İnşaat? Bilimsel Merakla Temellere Yolculuk İnşaat sahasında yürürken ya da bir yapı projesi üzerine konuşurken kulağınıza “kantar” kelimesi çalındığında, ilk aklınıza gelen şey büyük olasılıkla ağırlık ölçen bir terazi olur. Ancak bu kelime, inşaat dünyasında çok daha teknik, çok daha kritik bir anlam taşır. Gelin bu kavramı birlikte bilimsel bir merakla ele alalım ve karmaşık gibi görünen bu terimin perde arkasına hep birlikte bakalım. Kantarın İnşaat Dünyasındaki Yeri: Sadece Ağırlık Ölçmekten Fazlası İnşaat sektöründe “kantar”, malzemelerin ağırlığını ölçen büyük ölçekli terazilerden çok daha fazlasını ifade eder. Projelerin planlama, lojistik ve maliyet hesaplamalarında kantarlar hayati rol oynar. Özellikle beton,…
Yorum Bırak