İçeriğe geç

Kıyakçı nedir kime denir ?

Kıyakçı Nedir, Kime Denir? – İyilikle Çıkarın Arasında İnce Bir Çizgi

“Kıyakçı” kelimesi kulağa dostça gelir ama içinde hem samimiyetin hem de çıkarın gizli bir pazarlığı vardır. Bu yazıda, kıyakçılığı sadece bir davranış biçimi olarak değil, kültürel bir refleks olarak ele alıyoruz.

Bazı insanlar vardır; işin ucundan tutar, kolaylık sağlar, “hallederiz” der ve gerçekten de halleder. Kimileri için bu bir iyilik, kimileri için ise sistemin içinde dönüp duran bir çıkar döngüsüdür. İşte tam bu noktada “kıyakçı” devreye girer. Kıyakçılık, hem mahalle dayanışmasının hem de gizli çıkar ilişkilerinin aynası gibidir. Peki, gerçekten kıyakçı olmak ne demektir? Kıyakçılık evrensel mi, yoksa sadece bize mi özgü bir davranış biçimi?

TDK’ya Göre Kıyakçı: İyilik Eden mi, Kolaycı mı?

Türk Dil Kurumu’na göre “kıyakçı”, “iyilik yapan, yardım eden kişi” anlamına gelir. Fakat dilin yaşayan kısmı bu tanımı biraz esnetmiştir. Günlük kullanımda “kıyak çekmek” sadece yardım etmek değil, bazen de “birine torpil geçmek, avantaj sağlamak” anlamına gelir.

Dolayısıyla, “kıyakçı” hem dostane bir figür hem de sistemin içinde bir aracı haline gelmiştir.

Bir örnekle açıklayalım: Bir arkadaşın sana sınav notlarını gönderiyorsa “kıyakçı”dır. Ama bir memur, tanıdığına öncelik tanıyorsa, o da halk arasında “kıyakçı”dır.

İkisi aynı kelimeyle tanımlanır ama etik anlamda birbirinden çok farklıdır.

Küresel Perspektiften Kıyakçılık: Nepotizm, Network, Dayanışma

Dünyanın birçok yerinde “kıyakçılık” benzeri davranış biçimleri vardır ama isimleri değişir.

Amerika’da buna “favoritism” (kayırmacılık) ya da “networking advantage” denir. Asya’da “guanxi” (Çincede kişisel ilişkiler üzerinden kazanılan ayrıcalık) kavramı benzer bir anlam taşır.

Bu kültürlerde “kıyak” bazen sistemin doğal bir parçasıdır. Örneğin Japonya’da senpai-kōhai ilişkisi, bir üst kişinin altına fırsat yaratmasıyla işler. Bu, bizdeki “kıyak yapmak”a çok benzer ama meşrudur, hatta saygı göstergesidir.

Ancak Batı dünyasında “kıyakçılık” çoğu zaman etik sınırların aşılması olarak görülür. Çünkü meritokrasi, yani liyakat ilkesi, kişisel ayrıcalıkların önüne geçmek ister.

Peki bizde neden farklı? Çünkü bizde sistem değil, insanlar çalışır. “İşini bilen adam” kültürü, kıyakçılığı bazen erdemle karıştırır.

Yerel Gerçeklik: Kıyak Kültürü ve Sosyal Sermaye

Türkiye’de “kıyak” kelimesi, bir tür ilişki ekonomisini anlatır. Tanıdık bulmak, işini “bir şekilde” halletmek, sisteme değil insana güvenmek…

Bu kültür, geçmişte komşuluk ilişkilerinin sıcaklığından doğmuştur. Mahallede biri işe girerse, diğerine de “kıyak yapar”. Bu, kötü niyetli değil; dayanışmanın bir türüydü.

Ama modernleşmeyle birlikte “kıyak” artık eşitsizlik üretmeye başladı. Tanıdığı olanın işi olur, olmayanın bekler. Böylece kıyakçılık, adalet duygusunu yıpratan bir mekanizmaya dönüştü.

Bir düşünelim:

➡ Torpil mi kıyak mı?

➡ Yardım mı, sistem dışı avantaj mı?

Aradaki farkı belirleyen şey niyet değil, sonucun adaletidir.

Kıyakçı Tipolojisi: İyilikseverden Fırsatçıya

Toplumda üç tip “kıyakçı”dan bahsedebiliriz:

1. Samimi Kıyakçı: Gerçekten yardım etmek ister, çıkar gözetmez. Genelde güvenilen, sevilen kişilerdir.

2. Pragmatik Kıyakçı: Yardımı ileride karşılık alacağı umuduyla yapar. “Bugün ben sana, yarın sen bana” mantığıyla hareket eder.

3. Sistem Kıyakçısı: Bürokrasi, siyaset veya iş dünyasında “bağlantılar” üzerinden ayrıcalık dağıtır. Bu tip, toplumun adalet algısını zedeler.

Bu üçlü ayrım bize gösteriyor ki “kıyakçı” kelimesi, sadece bir karakter tanımı değil; etik bir pusula. Kimin iyi niyetli olduğu, kimin sistemi manipüle ettiği bu kelimenin içinde gizli.

Kültürlerarası Etik: Yardım Etmek Nerede Biter?

Antropolojik olarak, her toplumun bir karşılıklı iyilik kültürü vardır. İnsan doğası itibarıyla dayanışmacıdır.

Ancak modern hukuk düzenlerinde bu “iyilik” sınırlandırılmıştır. Çünkü birinin lehine yapılan kıyak, başka birinin hakkını çalar.

Küresel ölçekte bu farkın en net örneğini işe alım süreçlerinde görürüz:

Amerika’da torpil, etik ihlal sayılır. Bizde ise “bir tanıdık bulmak” çoğu zaman strateji olarak görülür.

Kıyakçılığın Geleceği: Dayanışmayı Yeniden Tanımlamak

Belki de mesele “kıyakçılığı” ortadan kaldırmak değil, onu etik bir dayanışmaya dönüştürmektir.

Birine fırsat yaratmak kötü değildir; kötü olan, başkalarının hakkını çiğneyerek yapmaktır.

Dünyanın neresinde olursak olalım, bu çizgiyi korumak insani bir sorumluluk.

Son Söz: Kıyak mı, Köprü mü?

Kıyakçı kelimesi, dostlukla çıkar arasında bir köprü gibidir. Hangi yöne gideceğimiz, niyetimize bağlıdır.

Dünya artık “tanıdık” değil, adil sistemler üzerinden dönmeli.

Ama insanlık hâlâ insanlık; bazen bir kıyak, bir hayatı değiştirebilir.

Önemli olan, o kıyağın kimseye haksızlık etmeden yapılmasıdır.

Peki sizce?

➡ “Kıyak yapmak” insani bir dayanışma mı, yoksa adaletsizliğin cilalı hali mi?

➡ Kültürünüzde kıyakçılık nasıl görülüyor — yardımseverlik mi, kayırmacılık mı?

Yorumlarda buluşalım; çünkü bu konuda her ses, biraz daha anlam katar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
prop money